.

   
  ŞeBo FuN
  sebnem ferah röpörtajları
 

 

Yugoslav göçmeni bir anne babanın 3. çocuğu olarak 34 yıl önce Yalova’da başladı öyküsü. Ailesi yeteneğini fark etti, ilkokulda mandolin dersi aldı. Lisede gitara geçti, şarkıda yoğunlaştı, müzik uğruna ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden ayrıldı. Volvox’la başlayan serüveni, 10 yılda beş albümle onu zirveye taşıdı.
Geçen yıl yayımlanan "Can Kırıkları" albümünün etkileri sürüyor. Harbiye Açıkhava’da ve Rock’n Coke’ta iddialı iki konser veren Şebnem Ferah’la buluştuk, filmi başa sardık.
 

Açıkhava Tiyatrosu’nda senfoni orkestrası eşliğinde, Rock’n Coke’ta grubunuzla verdiğiniz konserlere ilgi büyüktü. Neler hissettiniz o konserlerde?
- Bir konseri özel yapan, müzikal standartların dışında, dinleyiciler. İkisi de çok özel gecelerdi, özellikle senfoni konserini hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor. Bir süredir sahnede, dinleyicilerle iletişimime çok özen gösteriyorum. Müzikal yolculuğum uzadıkça, şarkılar, albümler arttıkça aramızdaki ilişki sağlamlaşıyor.

Dinleyicilerinizle ve sizin için web sitesi açan hayranlarınızla konserler dışındaki iletişiminiz nasıl?
- Klasik şarkıcı-dinleyici ilişkisi istemiyorum. Dinleyiciyle büyüyen, arkadaşlık benzeri, birbirini anlayan bir ilişki istedim hep. Web sitesi hazırlayan dinleyicilerimle iletişimim sürüyor, bazılarıyla arkadaş bile olduk.

ÇOCUKSU SAFLIĞI KORUMAYA ÇALIŞIYORUM
Müziğe başladığınız günlere dönelim. Bu noktaya gelebileceğinizi tahmin etmiş miydiniz?
- Her şey adım adım ilerledi, birden olmadı. Şarkı söyleyebildiğimi keşfedip bu alana yöneldim. Müziği hayatımın merkezine koymaya karar verdim, en iyilerden biri olmak için çalışmaya başladım. Bir gün şunu yapacağım, buraya varacağım, gibi büyük planlar yapmadım. Hobi bile olsa, her şeyin en iyisini yapmak isterim. Rock, Türkiye’de kadınlar için bugün bile zor bir alan. Gençtim, zorlukları düşünmeden, müzik sevgim ve deli cesaretimle başladım, sürdürdüm.

Aileniz müziğe yakın mıydı, müziğe yönelmenize tepki gösterdiler mi?
- Annem ve babam müzik sevgisine, yeteneğine sahip kişilerdi. Müzik ailemizin önemli parçasıydı. Babam, her enstrümana kısa sürede hakim olacak kadar yetenekliydi. Türk Sanat Müziği’ni severlerdi. Yugoslav göçmeniydiler, o bölgenin müziklerini iyi bilirlerdi. Ablalarım Batı şarkıcılarını takip ediyordu. Misafirlerin geldiği akşamlar, yemek masası etrafında şarkılar söylenirdi. Bu çeşitliliğin müziğime çok katkısı oldu. Ailem bana karşı hep çok anlayışlıydı. Yine de onlar açısından pek kolay olmadı, endişelendiler. Düşünsenize, okulu bırakıp karşılarına dikildim "Rockçı olmak istiyorum ama bu ülkenin şartlarında nasıl olur bilmiyorum" dedim. Ailemin sıcaklığını, anlayışını bugün kendi çocuklarıma gösterebilir miyim, bilmiyorum.

"Geçmişe Yolculuk" şarkınızda "Bir bilet istiyorum sadece gidiş olsun/ Çocukluğun saflığına gidip orada yaşamam gerek" diyorsunuz. Şu anda öyle bir biletiniz olsa, çocukluğunuzda en çok hangi zamana gitmek isterdiniz?
- Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Okuldan sonra yaka paça sokağa çıkardım. Çocukluktan en çok ailemi özlüyorum. Arka arkaya ablamı ve depremde babamı kaybettim, çok ağır geldi. Ölüm sevdiğini tamamen kaybetmek demek değil, yine de onlarla olmayı özlüyorum. Babamla sohbeti özlüyorum.

Babanızın denizi çok sevdiğini okumuştum. Deniz sizin de şarkılarınızda sıklıkla kullandığınız bir metafor. O günlerle bir ilişkisi var mı bunun?
- Mutlaka var. Yalova bir sahil kasabası, denizle hep çok yakın bir ilişkim oldu. Balık tutmak babamın hobisiydi, iyi balık tutardı. Birlikte giderdik.

Hayatınızın en sevdiğiniz, özlediğiniz dönemleri o zamanlar mı?
- Şu anda son derece mutluyum. Şarkıda anlatmaya çalıştığım, zamanla kaybettiğimiz saflığa duyulan özlem. Müziğe çocuksu bir sevgiyle bağlıyım, bu saflığı heyecanı korumaya çalışıyorum.

Müzik serüveninizde önemli dönüm noktaları hangileri?
- İlki Volvox gibi bir gruba sahip olmak, uzun süre çalışmak. Sahne rahatlığımı, güvenimi, o dönemde çok konser vermeye borçluyum. İkincisi ilk albüm: Tahmin edemeyeceğim kadar iyi bir başlangıçtı. Örneği olmayan bir müzikle başladım, dinleyici beklenmedik destek verdi, sonraki adım için bundan güç aldım. İlk patronlarım Sezen Aksu, Onno Tunç’un verdiği özgürlük, İskender Paydaş, Tarkan Gözübüyük, Demir Demirkan’ın desteği çok önemliydi.

Hiç bilmeyen birine müziğinizi 4-5 şarkıyla anlatmanız gerekse hangilerini seçerdiniz?
- Son albümden bir şeyler dinletirdim önce. Çünkü son ürünü en gerçek kabul ediyorsunuz. Performansımı, çalıştığım kişileri görürdü. Yağmurlar, Bu Aşk Fazla Sana, Bugün, Sigara ve İyi Kötü’yü de dinletmek isterdim. Çünkü her biri farklı yönleriyle beni temsil ediyor.

İlham kaynağınız en çok hangisi: Aşk, acı, öfke?
- Yaşam, yaşananlara göre değişiyor. Çok aşıksam, bu acı, üzüntü veya mutluluk tetikleyici olabiliyor. Aşk şarkısı gibi görünenin bile bir alt metin içermesine dikkat ediyorum. Mesela Sigara’daki en değerli cümle "Aslında ben de isterim düşünmeden konuşmayı." Acı yaratıcılık için büyük bir tetikleyici. Günlük hayatta acılarımı anlatmam, başkasının acılarını dinlemeyi sevmem. Bu duyguları şarkılarımda paylaşmayı seviyorum. Şarkı sözlerim, en büyük özgürlük alanlarım.

Dünyadaki gelişmeler nasıl etkiliyor sizi? Gazeteyi açtığınızda en çok hangi haberlerde çileden çıkıyorsunuz?
- Savaşı haklı gösterecek gerekçe olamaz. Geçmişte ülkeler, uygarlıklar savaşla kurulmuş olabilir. Yine de insanlar birbirini öldürmemeli. En çok cehaletle ilişkilendirdiğim haberlere kızıyorum. Bir toplumun başına gelebilecek en tehlikeli şey cehalet.

Tepkinizin şarkılara yansımaması hayatla aranıza mesafe koyma çabası mı?
- 23-24 yaşında müziğe farklı yaklaşıyordum. Sözler, müziğin yanında daha az önemliydi. Zamanla, tecrübelerle empati duygusu artıyor, başkalarının acısını içinizde hissediyorsunuz. Bunu şarkı sözlerine yansıtıyorum. Son albümde birçok örneği var. "Can Kırıklarım" hepimizinkiler. Cehalet konusunu "Zaman Geçip Gidiyor"da işledim. Gelecekte bu yaklaşım daha da yoğunlaşacak. Tabii estetik bir dille anlatabildiğim sürece.

HİÇ İDOLÜM OLMADI

Diğer müzik türlerini dinliyor musunuz?
- Gençken tutucuydum, sadece rock dinliyordum. Diğerlerine kendimi kapatmıştım. Yıllar geçtikçe iyi performanslara ilgim, saygım arttı. Bir müzisyenin "O türle ilgilenmiyorum" demesinin büyük bir kayıp olduğunu anladım.

Müziğiniz, yaklaşımınız hep Björk, Alanis Morisette, Tori Amos gibi isimlere yakındı. Onlardan izler taşıyor mu Şebnem Ferah?
- Çok sevdiğim kişiler ama müzikal açıdan birbirimize benzemiyoruz. Çok müzik dinlerim. Dinlenenlerle en derin ilişki gençlik yıllarında kuruluyor. En çok Pink Floyd, Deep Purple gibi grupları severdim. Müziğimdeki etkileri, kadın müzisyenlerden fazladır. Yine de "İşte idolüm, bunun gibi olmak istiyorum" demedim. En iyi yapabileceğime odaklandım. Kendime en yakın hissettiğim şarkıcı ise Whitesnake’in solisti David Coverdale’dır.

Çoğu rock yıldızının aksine dinleyicinize sevecen yaklaşıyorsunuz. Bu üslup yaptığınız müzikle ne kadar örtüşüyor?
- Son birkaç yılda çok önemli rock yıldızlarıyla tanıştım. Hiçbirinin burnu havada değildi. Dinleyicileriyle ilişkilerini önemsiyorlardı. Onları gördükten sonra, yaklaşımımın doğruluğuna inandım, rahat ettim. Sözünü ettiğiniz şablonlar bir sanatçıyı, müziğini tanımlamada işe yaramıyor. Kendimi bildim bileli iyi müzisyen olmanın yanı sıra iyi insan olmaya gayret ediyorum. İyi insan olmak her şeyi kapsıyor. İyi insan olabildiğim kadar, iyi şarkıcı olacağıma inanıyorum. Tamamen doğal davranıyorum. Bunu bozmak adına birtakım imajlara bürünemem, kendime yalan söylemem.

"Güçlü bir yüzücüyüm" demişsiniz. Güçlü olmayı, ayaklarınızı sağlam yere basmayı neden bu kadar çok vurguluyorsunuz?
- Ailenizde sağlık sorunu yaşayan biri varsa, doğal olarak ayaklarınızı yere daha sağlam basarak büyüyorsunuz. Daha dikkatli, temkinli oluyor, erken olgunlaşıyorsunuz.

Geçmişte yaşadığınız zorlukları yansıtan Bugün, Deli Kızım Uyan, Nereye Kadar, Ben Şarkımı Söylerken, Mayın Tarlası’nı söylerken neler hissediyorsunuz?
- Kaçıncı kez söylersem söyleyeyim her seferinde o şarkının dünyasına yoğunlaşırım. 10 yıl önce ya da dün yazılmış olması bu yoğunluğu değiştirmez. Zaten şarkı söylemenin en zevkli tarafı bu. Yorum sırasında oluşan enerji, şarkı sözleri, melodisi, düzenlemesindeki enerjiden büyüktür.

KONSER ÖNCESİNDE SEVDİĞİM ŞEYLERİ YAPARIM
Sesimi sürekli egzersizle koruyorum. Yurtdışından bu konuda birçok kitap aldım. Sadece ses telleriyle şarkı söyleyenlerden değilim. Bütün kalbimi, beynimi, hücrelerimi katıyorum şarkıya. Konser öncesinde evde yalnız kalmaya, az konuşmaya, sevdiğim şeyleri yapmaya gayret ederim. Uyku çok önemli. Fiziğimi ve kondisyonumu yürüyüşle koruyorum. Beslenmeme çok dikkat ediyorum. Fazla meyve, sebze tüketiyorum. Suyun cilde yararını zamanla fark ettim. Aslında sporcu gibi yaşamam lazım. Şarkı yazmakla spor yapmak arasındaki denge bazen beni zorluyor. Albüme, şarkılara konsantre olduğum dönemlerde başka herhangi bir şeye enerji harcayamıyorum.





Düşle : Şebnem Ferah bir marka oldu artık, Türk Rock’ı denildiğinde akla gelen ya da gelmesi gereken ilk isim.. Bu nedenle bir yük alıyor musunuz omuzlarınıza albümlerinizi hazırlarken..?

Şebnem Ferah : Albümlerimi hazırlarken ya da müzikle ilgili herhangi bir aktivitenin içindeyken; dinleyicilerin beklentilerinin yüksek olduğunu bildiğim için bazen omuzlarımda bir yük varmış gibi hissettiğim oluyor. Ama bu kötü ya da taşımak istemediğim türden bir yük değil. Bir şeyleri iyi yapmak istediğiniz zaman ilgilenmek gereken ayrıntılar nicelik olarak da, nitelik olarak da artıyor, fazlalaşıyor. Ama diğer taraftan ben bundan büyük bir zevk de alıyorum..

Düşle : Albümlerinizin değişkenini ne olarak görüyorsunuz..? Dinleyenler elbette sözlerde, müzik alt yapısında değişiklikler seziyorlar..

Şebnem Ferah : Kendi müziğimi yaptığım ve kendi sözlerimi yazdığım ve prodüktörlüğünü de kendim üstlendiğim için değişiklik yaratan şey “kendimi geliştirmek” olmak durumunda kalıyor.. Müzikal olarak da, şarkıcı olarak da.. Ama bunun yanı sıra birlikte çalıştığım müzisyen arkadaşlarımın etkileri de çok büyüktür. Hepimizden çıkan şeyin ilk önce bizi mutlu etmesi için dürüst ve objektif bir şekilde kendimizi her anlamda geliştirmeye çalışıyoruz. Bunlar da her albüme değişiklikler katıyor.. Ben şuna inanırım : Çalışırsanız ve yetilerinizi aktif tutarsanız, ne yapmak istediğinizi de kafanızda hayal edebiliyorsanız hayat her anlamda kendiniz için de , etrafınız için de, tatmin edici olabilmek yolunda kolaylaşabiliyor..

Düşle : Bu bağlamda Şebnem Ferah’ın kendini tekrarladığı konusu hiç açılmadı bile.. Özünü koruyan, ama hep farklı bir Şebnem Ferah görüyoruz. Yenilenişi söze ve müziğe yansıtırken, özünü koruyarak değişim nasıl gerçekleşiyor..?

Şebnem Ferah : Az önce söylediklerim yine geçerli. Ben kendimi sadece müzikal açıdan değil, insan olarak da geliştirmeye çalışıyorum. Beraber müzik yaptığım arkadaşlarım da öyle. Bu da yaptığımız şeye yansıyor sanırım. Bu arada elbette stüdyoya kapandığımız zaman bir sürü detay için kafa patlatıyoruz müzikal olarak, ama işin özü bence kişisel gelişim. Buna hayatta değer verdiğimiz zaman sanki her şey kendiliğinden akması gerektiği gibi akar gibi geliyor bana..

Düşle : Genel olarak Türkiye’de yapılan müziğin ifade ettiği şey ne sizin için..?

Şebnem Ferah : Hiçbir tür genellemelerde bulunmuyorum. Çok değerli , özenli, işini iyi yapan şarkıcılar var Türkiye’de. Onların kişisel başarılarını ve yeteneklerini büyük bir kalabalık içinde değerlendirmeye çalışmak gereksiz.. Çünkü dünyanın her yerinde, en gelişmiş ülkelerinde bilemüzik sektörü bütün uçları, iyileri, kötüleri, kısa vadeli başarıları, uzun vadeli başarıları.. hepsini bünyesinde barındırıyor.. Ben bu kalabalıkla değil, işini yıllardır büyük bir özen ve incelikle yapan müzisyen büyüklerimi öncelikli olarak algılamayı, becerebilirsem de onların tecrübelerinden kendime pay çıkarmayı seviyorum. Bunun dışında ülkemizde üretilen her şeyi takip ettiğimi pek söyleyemem zaten..

Düşle : Peki, Türkiye’de rock adına yapılanları ne denli başarılı görüyorsunuz..?

Şebnem Ferah : Ülkemizde rock müzik yapmak, müzisyen olarak hayatınızı bu yolla kazanmak inanın çok kolay bir şey değil.. Bu yüzden saygı duyuyorum bütün arkadaşlarıma.

Düşle : Sizin yaptıklarınız müzikal açıdan yabancı, sözler açısından tanıdık. MTV’nin karmasında her şarkıyı alanlar da sizin müziğinizi dinliyor, tabanda bulunan her türlü rock-alternatif-yer altı dinleyicisi de.. sizce bunun sebebi ne..?

Şebnem Ferah : Bunu hiç oturup düşünmedim. Ama yaptığım şeyi düzgün yapmaya çalışıyorum.. Ben de müzisyen arkadaşlarım da her şeyden önce güzel müzik yapmaya çalışıyoruz.. Yazdığım sözlere gelince; ben kafamı yastığa koyunca aklıma gelen, kafamı karıştıran şeyleri yazmayı seviyorum ve yazarken de içimden geldiği gibi yazıyorum. Galiba insanların kafalarını yastığa koyduklarında düşündükleri şeyler birbirinden çok farklı değil, hepimiz yaşayıp gidiyoruz sonuçta. Bunların toplamı da benim birilerine ulaşmamı sağlıyor sanırım. Ama inanın bunlar benim de şimdi düşünürken saptadığım şeyler. Önceden bir şeyler kurgulayıp belirli bir yerlere ulaşmanın işin bütün büyüsünü, samimiyetini yok ettiğini düşünüyorum çünkü..
Düşle : Sınıflandırmak pek hoş değil, ama siz dinleyicilerinizi nasıl görüyorsunuz peki; popülist mi, fanatik mi, rock dinleyicisi mi..?

Şebnem Ferah : Evet sınıflandırmak pek hoş değil. Benim şimdiye kadar gözlemlediğim seçici oldukları. Yani kendi kriterlerine uygun ve özenli olduğuna inandıkları şeyleri seviyorlar. Ama bunun ötesinde bir şey söyleyemem. Zaten bu söylediklerim de daha çok hissettiğim şeyler. Somut verilerim yok.

Düşle : Sadece vokalden ve sözden öte sağlam bir müzikal altyapı var arka planda.. Müzik yaratısının odağı siz misiniz..?

Şebnem Ferah : Söylediğim gibi albümlerimin prodüktörlüğünü kendim yapıyorum, bu da elbette odak noktası haline getiriyor beni.. Ama arkadaşlarımın yeteneklerini ve yaratıcılıklarını, daha doğrusu bünyelerinde teknik olarak da ruhen de barındırdıkları tüm değerleri görmezden gelemeyiz.. Benim işimin en önemli bölümlerinden biri şarkılarımı doğru hissetmelerini sağlamak , bunu hayal etmelerini sağlamak. Stüdyoya girip şarkıları düzenlemeye başladığımız zaman, sinema yönetmeni gibi kafamdakileri doğru aktarmaya çalışıyorum. Çok uzun ve derin arkadaşlıklarımız olduğu için de onlar da tüm duygularını ve müzikal birikimlerini koyuyorlar ortaya.. Her şeyden öte biz beraber müzik yapmayı, çalmayı çok seviyoruz. Bu da bir şekilde yansıyor diye düşünüyorum. Yani zorunluluktan değil, severek yapmanın olumlu bir tarafı olduğunu düşünüyorum.

Düşle : Bir okuyucumuz yeni albümünüzle ilgili tanıtımın altına şöyle bir yorum bırakmış: “Şebnem Ferah albümün adıyla, bir şekilde edebiyatın ulaşmaya çalıştığı noktayı da söylüyor: Kelimeler Yetse.. Kelimelerin yettiği gün o artık kendini tüketmiştir demek.” Kelimeler yetse.. bu söylev sanki yürekte düğümlüyor anlatılmak istenenleri.

Şebnem Ferah : Çok doğru.. İnsan öyle bir şey ki, aklınıza gelen tüm araçlar -ki kelimeler de araç- duyguların yanında sönük kalıyor hep.. iki insanın birbirinin gözünün içine bakıp, hiç konuşmadan bir şeyler paylaşması bazen bütün kelimelerin, cümlelerin efendisi olmaz mı..? İşte işimi bu yüzden seviyorum zaten.. Duygularla ilgilenmek insana o kadar büyük bir yaşama alanı sağlıyor ki asla bitmeyecek, sonuçlandırılamayacak, hep ilgilenebileceğiniz bir dolu şey..

Düşle : Yine bir okuyucumuzun albümünüzle ilgili tanıtımın altına bıraktığı yorumdan alıntılıyorum: “Şu bilinmeli ki Şebnem Ferah, Türkiye’ye fazla geliyor.Albümlerindeki şarkılar teker teker incelenirse onun söz yazarı değil, adeta şair olduğu söyelenebilir.” Sözler ne kadar önemli sizin için..?

Şebnem Ferah : Benim için sadece albüm yaparken değil, günlük hayatta da iletişimin, dolayısıyla kurduğumuz cümlelerin önemi çok. Albüm için çalışırken bir kat daha önemli elbette. Bu arada ben müziğin tek başına da bir çok duyguyu anlatabildiğine inananlardanım. Enstrümantal albümler dinlemeyi de çok severim. Müzik o kadar güçlü bir şey ki başlı başına; onun yanına basma kalıp sözler koymaya çalışmak, insanları oyalamak gibi geliyor bana. Müziğe; yanına koyduğunuzda cılız kalmayacak şeyler yakışır bence.. Ben de elimden geldiğince bunu yapmaya çalışıyorum.

Düşle : Edebiyat dergisi olarak sözlerin üzerine çok fazla düşüyoruz… Bu bakımdan neler okuyorsunuz ya da yaşadıklarınızın ötesinde yazınsal yaratılarınızdaki çağrışımları nerelerden alıyorsunuz..?

Şebnem Ferah : Hayatı olduğu gibi kabullenerek yaşıyorum. Bu zaten o kadar büyük bir okul ki..! Duygularımı, düşüncelerimi, içimden gelen ve geçen her şeyi dinliyorum, notlar alıyorum. Kitap kurdu değilim, ama okuduğum şeyleri de gerçekten öğrenmeye, bütün gerçekliğiyle algılamaya çalışıyorum. Aynı kitabı 5 kez okuduğum olur. Hiç sıkılmam. Ama asıl malzemem sanırım kalbim, hayatım, öğrendiklerim ve öğrenmeye çalıştıklarım. Bir de konsantrasyon çok önemli. İstediğiniz kadar okuyun, film seyredin, her şeyi yapın ama konsantre olmayınca pek bir anlamı olmuyor sanırım.

Düşle : “Kelimeler Yetse..” albümünde seslendiğiniz `bir’`i var sanki. Durumu magazinleştirmeyeceğim, `sanatın, aşkın kırgınlığıyla doğduğuna iyi bir örnek` bu albüm; peki `bir`’i imge mi yoksa realite mi..?

Şebnem Ferah : Yazdığım her şeyde gerçeklik payı olmuştur, ama müzik yapıyorsanız hayal gücü de çok ciddi bir kaynaktır. Bu albümde daha çok dertleşir gibi bir anlatım olduğunu düşünüyorum, ama hayal gücümü kullandığım zamanlar da çok.. Her türlü duyguyu kendi hissettiğim gibi anlatmaya çalıştım.

Düşle : “Kelimeler Yetse..” henüz tazeliğini koruyor, uzun bir müddette koruyacak gibi.. Yine de sormalı, yeni albüm şekillenmeye başladı mı..?

Şebnem Ferah : Yeni bir şeyler karalamaya başladım ama yeni bir albüm için düşünmeden önce şiddetle dinlenmem ve biraz kendime zaman ayırmam lazım. Çünkü albüm çıktığı günden beri hayatımın en yoğun dönemini geçiriyorum.

Düşle : Konser haberlerinizi afişlerden, sizinle ilgili haberleri de tesadüflerden öğreniyoruz genellikle. Şebnem Ferah’ın neden bir internet sitesi yok..?

Şebnem Ferah : Benim hazırlattığım resmi bir sitem yok. Ama beni dinleyen arkadaşlarımızın hazırladığı, uzun yıllardır da var olan bir site var. Oradan her türlü etkinlik haberini almak mümkün. Birkaç site daha hazırlanmış hatta.. Ama bunun dışında konserler en çok afişleme ve basın yoluyla duyuruluyor. Şehir etkinliklerinin yer aldığı sitelerde de hep duyuruluyor..

 
  Bugün 6 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol